ℓiѕєℓiℓєяiη вυℓυşмα ησктαѕι
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


       ℓiѕєℓiℓєяiη вυℓυşмα ησктαѕιHoşgeldiniz :
En son ziyaretiniz : Perş. Ocak 01, 1970
Mesaj Sayınız : 0

 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Edirne tarihi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
4EvadueS
Admin
Admin
4EvadueS


<b>Mesaj Sayısı</b> Mesaj Sayısı : 136 <b>Kayıt tarihi</b> Kayıt tarihi : 04/04/10 <b>Yaş</b> Yaş : 30 <b>Nerden</b> Nerden : Kocaeli
Kişi sayfası
Başarı Puanı:
Edirne tarihi Imgleft40/50Edirne tarihi Emptybarbleue  (40/50)
Seviye:
Edirne tarihi Imgleft45/50Edirne tarihi Emptybarbleue  (45/50)
Güçlülük:
Edirne tarihi Imgleft0/0Edirne tarihi Emptybarbleue  (0/0)

Edirne tarihi Empty
MesajKonu: Edirne tarihi   Edirne tarihi Icon_minitimeÇarş. Nis. 07, 2010 7:44 pm

Marmara Bölgesi’nin Trakya kesiminde il olan Edirne’nin doğusunda
Kırklareli ve Tekirdağ, güneydoğusunda Çanakkale, kuzey ve
kuzeybatısında Bulgaristan, batısında Yunanistan güneyinde de Ege Denizi
bulunmaktadır. Edirne’nin bir bölümü Bulgaristan ve Yunanistan
toprakları içerisinde kalan Meriç Havzasının doğu kesiminde yer
almaktadır. Genellikle geniş ve alçak tepelerden oluşan arazisinin
kuzey, kuzeydoğu, güney ve güneydoğu kesimleri alçak tepeler ve
platolarla kaplıdır. Bu iki engebeli bölge arasında akarsular yer
almaktadır. Istranca Dağlarının bulunduğu kuzey ve kuzeydoğu kesiminde
dağlar, batıya ve güneye doğru alçalır, tamamen plato görünümünü alır.
Edirne’nin güney ve güneydoğu kesimlerinde çok yüksek olmayan Koru
Dağları bulunmaktadır. Bunlar kıyıya paralel biçimde uzanır, Saroz
Körfezi’ne doğru da yamaçları dikleşir. İpsala-Enez arasındaki Çandır
Dağları ise ilin Uzunköprü yönünde güney kesimini kaplar.

Edirne akarsu yönünden de oldukça zengindir. Bulgaristan’ın Rodop
Dağlarından çıkan ve Bulgaristan-Yunanistan-Türkiye sınırlarından
Edirne’ye Meriç Nehri girmektedir. Türkiye’nin Yunanistan’la olan doğal
batı sınırını, 187 km. boyunca güneye doğru akan Meriç Nehri oluşturur.
Bulgaristan’ın Rodop Dağlarından çıkan Arda Nehri ise, Yunanistan’ı
geçtikten sonra Edirne sınırları içerisine girer ve Meriç ile birleşir.
Bu nehrin Türkiye sınırları içindeki uzunluğu da 1 km.dir. Ayrıca
Meriç’in kollarından Tunca Irmağı yine Bulgaristan’daki Balkan
Dağlarından çıkar, Edirne il merkezini geçtikten sonra da Meriç’e
katılır. Tunca’nın Edirne içerisindeki uzunluğu da 32 km.dir.

Rüstempaşa kervansarayıEdirne yöresindeki bir başka akarsu da Ergene
Nehri’dir. İlin en büyük akarsularından olan Ergene, Istranca
Dağlarındaki Karatepe’den çıkar, güneybatı yönünde akarak Edirne’nin
önemli bir bölümünü sular. Ergene, aynı zamanda Meriç’i besleyen önemli
bir akarsu koludur. Bu büyük nehirlerin dışında il toprakları içerisinde
irili ufaklı çay ve dereler vardır. Keşan’ın kuzeydoğusundaki Keşan
Deresi, Demircili yöresinden doğar ve Kavak Deresi ile birleşerek,
Büyükdoğanca Deresine katılır. Süleoğlu Deresi de il topraklarındaki bir
başka akarsudur. Edirne sınırları içerisinde özellikle Enez yöresinde
küçük ölçüde göller de bulunmaktadır. Dalyan, Taşaltı, Tuzla, Bücürmene,
Sığırcık ve Pamuklu bunların başında gelir.Bu göllerden en önemlisi
Enez’in kuzeydoğusundaki Meriç Nehri ile bağlantılı Gala Gölü’dür. Yaz
aylarında suları azalan ilkbahar ve kış aylarında bütün Edirne vadisini
kaplayan bu akarsular üzerinde su taşkınlarını önlemek ve arazi sulamak
amacıyla Altınyazı, Kadıköy gibi barajlar da yapılmıştır.

Beyazıt KülliyesiEdirne’nin büyük bölümü ovalarla kaplanmıştır. Kapıkule
ile Edirne arasındaki Kazanova ve Eneze kadar uzanan İpsala Ovası
bunların başında gelmektedir. Ayrıca Tunca Vadisi’ndeki Tunca Ovası,
Ergene Ovası da onları tamamlamaktadır. Bu ovaların alüvyonlu
toprakları, tarıma elverişli alanlar oluşturmuştur. Yüzölçümü 6.276 km2
olan Edirne’nin toplam nüfusu 401.606’dır.

İlin ekonomisi, tarım, hayvancılık, sanayi ve turizme dayalıdır. İl
topraklarının büyük bir bölümünde buğday ve ayçiçeği yetiştirilir.
Ayrıca susam, şeker pancarı, fasulye, kavun, karpuz üretimi de
önemlidir.Ayçiçeğinin önemli derecede ekilmesinden ötürü, bunların
işlenmesi de burada yapılmaktadır. Trakya Yağlı Tohumlar ve Tarım Satış
Kooperatifleri Birliği’nin merkezi Edirne’dedir. İlin kuzeyindeki
engebeli alanlarda koyun, kıl keçisi ve sığır besiciliği yapılır.
Hayvansal ürünlerden süt, beyaz peynir ve :İ peyniri burada üretilir.

UzunköprüEdirne’de sanayii 1960’lı yıllardan sonra gelişmeye başlamış ve
1969’da kalkınmada öncelikli yöreler kapsamına alınmıştır. 1970’lerin
ikinci yarısından sonra yoğun bir sanayileşmeye sahne olmuştur. Gıda ve
dokuma dallarında ağırlık kazanan sanayiinin büyük bir bölümü Uzunköprü,
Havsa, Meriç ve Keşan gibi ilçe merkezlerinde kurulmuştur. Merkez
ilçeye bağlı Demirhanlı Köyü’nde rezervli linyit yatakları
bulunmaktadır. Edirne’de bacalı sanayii kurulmasına izin verilmemiştir.
Osmanlı eserleri bakımından önemli olan Edirne’de, turizmin de
ekonomisinde etkili olduğu görülmektedir. Ayrıca Osmanlı eserlerinin
yanı sıra başta Enez olmak üzere yörede höyüklerin de bulunuşu tarih
öncesi çağlara ait kalıntılar da turizm ve kültür yönünden önem
taşımaktadır. Edirne Sarayiçi'nde her yıl düzenlenen Kırkpınar Güreşleri
ve Kakava Şenlikleri de ilin turizmine ve ekonomisine katkıda
bulunmaktadır.

Enez KalesiEdirne’nin tarih öncesine ait geçmişi, oldukça eski yıllara
inmektedir. Cumhuriyetin ilk yıllarında Ord Prof.Dr.Arif Müfit Mansel’in
başlattığı arkeolojik kazılar, daha sonraki yıllarda Pr.Dr.Afif Erzen,
Prof. Dr.Mehmet Özdoğan, Doç.Dr.Sait Başaran tarafından yürütülmüştür.
Bu kazılar sonunda, yöredeki yerleşimin Kalkolitik Çağda (MÖ.5500-3500)
başladığı anlaşılmıştır. Ayrıca Bulgaristan’daki Karanova kültürlerinin
uzantısının Edirne yöresinde de devam ettiği görülmüştür. Yörede
MÖ.1200’lerde Balkanlar’dan gelen Trak kabileleri, ardından Odrysler
burya yerleşmişlerdir. MÖ.513’te I.Dareios Trakya’yı Pers topraklarına
katmış, pers egemenliğinin yıkılmasından sonra da Odrysler MÖ.V.yüzyılın
ortalarında güçlü bir devlet kurmuşlardır. MÖ.IV.yüzyılda bu
devletlerin yıkılmasıyla birlikte II.Phlippos yöreyi Makedonya
Krallığı’na bağlamış ve bu durum MÖ.III.yüzyılın sonlarında Kelt
akınlarına kadar sürmüştür. MÖ.168’de Edirne yöresi Roma egemenliğine
girmiştir. İmparator Cladius döneminde MS.44-46’da burası Roma’nın
Trakya eyaleti konumuna getirilmiştir. İmparator Hadrianus buradaki
Orestia kasabasını (Bugünkü Edirne), stratejik yönden önemli olduğundan
imar etmiş ve Hadrianapolis ismini buraya vermiştir. Hadrianus’un kente
kazandırdığı en önemli yapı kale olup, tümüyle bir Roma Castrum’u
planına sahiptir. Bu kalenin dört köşesinde dört yuvarlak burç ve bu
burçların arasında dört köşeli on ikişer küçük kule ve dokuz kapı
dizilmiş, surların önüne de bir hendek yapılmıştır. Roma İmparatorluğu
döneminde, en parlak devrini yaşamış, askeri, ticaret ve ziraat
konularında sürekli olarak gelişme göstermiştir. Bununla beraber Roma
döneminde Got ve Hun akınlarından kent zarar görmüştür.

Enez AyasofyasıBizans dönemi boyunca Hun, Avar, Peçenek ve Bulgarların
hücumları ile de birkaç kez kent yıkılmış, ardından yeniden yapılmıştır.
Edirne yöresi Haçlı seferleri sırasında bir süre Latinlerin
egemenliğine girmişse de yeniden Bizanslılar egemen olmuşlardır.
Osmanlılar 1361’de burayı ele geçirmiş, Sultan I.Murat Osmanlı
başkentini 1365’te Bursa’dan Edirne’ye getirmiştir. Bundan sonra
Yıldırım Beyazıt ve diğer Osmanlı Padişahları Balkanlara ve Avrupa’ya
yaptıkları seferlerde Edirne’yi üs olarak kullanmışlardır. Yıldırım
Beyazıt’ın Ankara Savaşı’nda (1402) yenilmesinden sonra, oğullarından
Süleyman Çelebi Edirne’de tahta çıkarılmış, bunun sonucu olarak da bir
süre Edirne kardeşler arasındaki taht kavgalarına sahne olmuştur. Edirne
1410’da Musa Çelebi’nin, 1413’te Osmanlı Birliği’ni yeniden kuran
Çelebi Mehmet tarafından ele geçirilmiş ve İstanbul’un fethine (1453)
kadar geçen süre içerisinde başkentlik yapmıştır. İstanbul’un fethinden
sonra Edirne’nin önemi uzun süre devam etmiştir.

XVI. yüzyılda Edirne hızlı bir gelişme kaydetmiş ve görkemli Osmanlı
anıtları yapılmıştır. XVIII. yüzyılın ikinci yarısında şehir yeniden
büyük önem kazanmıştır. Bunda Osmanlı padişahlarının burada
oturmalarının büyük payı olmuştur. Edirne ikinci bir başkent olma
özelliğini hiçbir zaman kaybetmemiştir. I. Ahmet, II. Osman ve IV.
Murat’ın av eğlenceleri düzenleyerek Edirne’de kalmaları da şehre
duyulan ilgiyi arttırmıştır. IV. Mehmet ise, Edirne’yi ikinci bir devlet
ve yönetim merkezi haline getirmiştir. Saray-ı Cedid (Yeni Saray ) ve
bazı köşkler bu dönemde yapılmıştır.

XVIII. yüzyılın sonlarına doğru başlayan Avusturya seferleri ve bunun
sonucunda uğranılan bozgunlar, Edirne’yi olumsuz etkilemiştir. XVIII.
yüzyıl Edirne’nin gerileme devridir. 1745 yılında meydana gelen büyük
yangında 60 kadar mahalle harabeye dönmüş, 1751 depreminde de pek çok
bina yıkılmıştır. 1766-1768 seferlerinde Edirne yine hareket üssü olmuş,
fakat savaşlar yenilgi ile sonuçlanmıştır.

Edirne, tarihte bir çok olaya da sahne olmuştur. Sultan II.Mustafa’nın
tahttan indirilmesiyle sonuçlanan askeri-sivil ayaklanması (1703),
tarihe Edirne Olayı olarak geçmiştir. Bu ayaklanma sırasında Edirne’de
bulunan padişahın, bir an önce İstanbul’a dönmesi ve uzlaşma sağlanması
istenmiştir. Padişahın tahttan çekilmesi üzerine isyancılar Edirne’ye
yürümüşler ve Sultan III.Ahmet bu isyanı bastırmıştır.

Mezit Bey CamisiOsmanlı-Macar Barış Antlaşması (1444), Edirne ve
Segedin’de imzalanmıştır. Bu yüzden de bu antlaşmaya Edirne Antlaşması
ismi verilmiştir.

Edirne, 1828-1829 Rus Savaşı sonunda çok zor günler geçirmiş ve Rus
işgaline uğramıştır. Bundan sonra Cumhuriyetin kuruluşuna kadar çeşitli
saldırı ve karışıklıklarla karşılaşmıştır. 1912’de Bulgarların işgaline
uğramış, Londra Antlaşması (1913) ile Bulgaristan’a bırakılmış, birkaç
ay sonra da tekrar Osmanlılara verilmiştir. Yunanlılar 25 Temmuz 1920’de
Edirne’yi işgal etmiş, Mudanya Mütarekesi’nin imzalanmasından sonra 24
Kasım 1922’de bu işgal sona erdirilmiştir. Edirne Lozan Antlaşması
(1923) ile bugünkü sınırlarına kavuşmuştur. Bu antlaşmayı simgeleyen
Lozan Anıtı, Trakya Üniversitesi’nce Karaağaç’ta 2000 yılında
yaptırılmıştır. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra savaş tazminatı olarak
Karaağaç Türkiye’ye geri verilmiştir.

Edirne’den günümüze gelebilen eserleri arasında; Enez (Ainos) antik
kentinde kale ve kilisesi, lalapaşa ilçesinde MÖ.2000-1000 arasına
tarihlenen Dolmenler ve Menhirler bulunmaktadır. Bunlardan bazıları
Edirne Müzesindedir. Roma dönemine tarihlendirilen kalenin burçlarından
bir tanesi Saat kulesine dönüştürülmüştür. Kaleye ait kalıntılardan bir
duvar bugün, Sultan Oteli’nin bahçesindedir. Ayrıca Edirne yöresinde
Edirne Müzesi’nin, Trakya Üniversitesi’nin ve İstanbul Üniversitesi’nin
yapmış olduğu kazılarda da tarih öncesi dönemlere ait kalıntı ve
buluntular ortaya çıkarılmıştır. Osmanlı döneminden, Selimiye Camisi,
Eski Cami, Yıldırım Cami, Fatih Cami (Enez Ayasofyası), Sokullu
Külliyesi (Kasım Paşa Külliyesi), Üç Şerefeli Cami, Muradiye Cami, II.
Bayezid Cami Ve Külliyesi, Gazi Mihal Camisi, Kadı Bedrettin Camisi,
Lari Camisi, Saruca Paşa Camisi, Sitti Sultan Camisi, Süleymaniye
Camisi, Ayşe Kadın Camisi, Beylerbeyi Camisi, Defterdar Camisi, Şahmelek
Paşa Camisi; Rüstem Paşa Kervansarayı, Ekmekçi Ahmet Paşa Kervansarayı,
I.Mehmet’in yaptırdığı Bedesten, II.Murat’ın Darülhadisi günümüze
gelebilen eserler arasındadır. Bunların yanı sıra Gazi Mihal Köprüsü,
Saraçhane Köprüsü, Tunca ve Meriç Köprüleri, Yalnızgöz ve Beyazıt
Köprüleri, Ekmekçizade Ahmet Paşa Köprüsü, Ali Paşa Çarşısı ve
Sarayiçi’ndeki yapılar bulunmaktadır. Burada Cihannüma Kasrı, Kum Kasrı
Hamamı, Babussaade Kapısı, Matbahi Amire ve Adalet Kasrının kalıntıları
vardır. Trakya Üniversitesi’nin Sultan II.Beyazıt Külliyesi’nde açmış
olduğu Sağlık Müzesi, Genel Kurmay Başkanlığı’nın Buçuktepe’de
yaptırdığı Şükrü Paşa Anıtı ve tabyaları, Sarayiçi’ndeki Balkan
Şehitliği Edirne’nin tarihini yansıtan eserler arasındadır.

Edirne'de Türk Sivil mimarisi örneklerinden olan ahşap konutlar il
merkezinde ve Karaağaç'ta bulunmaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://lisegenclik.forum.st
 
Edirne tarihi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ℓiѕєℓiℓєяiη вυℓυşмα ησктαѕι :: TüRKiYE :: Marmara Bölgesi-
Buraya geçin: